Ana Sayfa Deniz REEF AKVARYUMUNDA IŞIĞIN ÖNEMİ

REEF AKVARYUMUNDA IŞIĞIN ÖNEMİ

3604
0

PDF Yazdır E-posta
Üye Değerlendirme: / 9
Kötüİyi
Bir reef akvaryumunun aydınlatılması için gerekli olan şeyler arasında önemli olan etmenlerden birisi verilen ışığın yoğunluğu ve yayılmasıdır. Hatırlıyorum da bundan birkaç sene öncesine kadar kurulan mercan akvaryumlarında ışık sistemleri pek üzerinde durulan faktörleden biri değildi. Aslında ışık sistemi, bazı akvaryumcuların dikkatini çekmese de oldukça önemli bir konudur. Akvaryumda kullandığımız ışığın gücüne ve yoğunluğuna göre, oluşturduğumuz biyotoptaki canlıların güzelliklerini vurgulayabilir ve mercanlar için ışığın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Çünkü ışık hayattır!

Bugün modern teknolojinin geliştirmiş olduğu özel filtreler, iyonizerler, UV sterilizasyon sistemleri ve bunun gibi daha birçok faydalı ekipmanın yanında, ışıklandırma sistemi de bu olayın yarısını oluşturmaktadır. Bugün bu özel ekipmanlar sayesinde canlı mercanları geliştirebilmekteyiz. Ama gene de okyanusun şartlarını sağlayabilmek oldukça zor olmaktadır.

Reef akvaryumunda kullanılan ışığın önemi, içinde barındırmaya çalıştığımız canlıların özelliğiyle de ilgilidir.

Mercanlar için hangi tğr ışıklandırma kullanmalıyız? Tabi burada mercanlardan bahsederken zooxanthellaya (mercanların hücrelerinde bulunan tek hücreli algler) sahip olanları kastediyoruz. Bunlar yiyecek ihtiyacını karşılamak için fotosentezi kullanmaktadırlar. Bu yüzden akvaryumumuza koyacağımız mercanın orijinini de araştırmamız gerekecektir. Mercanın türü ve ne kadar derinliklerdeki sulardan getirldiği çok önemlidir. Daha derin sulardan gelen mercanlar ya da fotosentezi kullanamayan türler reef aydınlatma sistemlerine dahil değildirler.

Işığı seven mercanlar genelde 1,5 metreden başlayıp 17 metreye kadar varan derinliklerde yaşarlar. Ekvator kuşağındaki mercan resiflerinde ışığın gücü bu derinliklerde 18-20000 lüks seviyelerinde görülmektedir. (Isı birim sisteminde lüks aydınlatma birimidir. Bir yüzeye düşen ışık o yüzeyi aydınlattığına göre, bir yüzeyin aydınlanma şiddeti o yüzeyin her m2’lik bölümüne dik olarak düşen ışık akışı miktarına eşit olur.) Endonezya’da 1 metredeki değerler karşılaştırıldığında sabah ilk saatlerde 2800 lüks (1 m2’ye dik olarak düşen lümen sayısı) saat 11:00’de 14000 lüks, öğle saatinde 50000-90000 lüks, öğleden sonra saat 14:00’te ise 20000-26000 lüks arasında değişmektedir. Daha sonra yoğunluk 9000 lükse, akşamüstü 7800 lğkse kadar düşmektedir. Tabi ki bu değerler havanın bulutlu olup olmadığıyla da ilgildir. Evdeki akvaryumlarımızda bu ışık yoğunluğunu sağlayabilmemiz için, çok güçlü aydınlatma sistemine sahip olmamız gerekektedir. Yukarıda bahsetmiş olduğum ışığın lüks gücünen başka, bir de kelvin değeri vardır. Buna da basitçe ışığın renk ısısı diyebiliriz. Isı arttıkça daha fazla kelvin ortaya çıkar. Doğal gün ışığının yaklaşık kelvin değeri 5500’dür. Akvaryumlarda kullanılan tenk ısısı 5000-10000 kelvin dereceleri arasında değişmektedir. Reef akvaryumlarında 10000-20000 kelvin dereceli lambalar kullanılırken, tatlı su akvaryumlarında ise 5000 kelvinlik lambalar yeterli olmaktadır. Işığın seçimindeki önemli bir nokta da akvaryumumuzun yüksekliğiyle ilgilidir. Eğer akvaryumun yüksekliği 40-50 cm kadarsa, birkaç florasan lamba kullanarak aydınlatmayı sağlayabiliriz. 50-60 cm’den sonrası için ise daha güçlü ışık yayan metal halide lambalara ihtiyacımız olacaktır. Metal halide (HQI) ışıklarının spektrumları doğal güneş ışığına en yakın olup büyük boyutlu reef akvaryumlarında kullanılırlar. Ama akvaryumunuzun yüksekliği 40-50 cm, uzunluğu ise 100 cm kadarsa, 3 adet florasan lamba ile sorunsuz bir şekilde akvaryumunuzdaki canlıların ihtiyacı olan ışığı sağlayabilirsiniz. Daha önce de söylediğim gibi akvaryuma koyduğunuz her canlının değiişk boyutta ışığa ihtiyacı olduğundan, aldığınız canlının ne tür ışığa karşı duyarlı olduğunu akvaryumcunuzdan öğrenebilirsiniz.

Örneğin; yalnızca Acropora, mercan türlerini yaşatmak istiyorsanız o zaman florasan lambalarının sayısını 5’e çıkarmalısınız. Acropora türlerinin fotosentez yapabilmeleri için daha derinde yaşayan diğer mercan türlerinden çok daha fazla ışığa ihtiyaçları vardır. Büyük boyutlu akvaryumlar harşcşnde florasan lambaların kullanımı çok daha pratik olmakla birlikte, oldukça da ekonomiktir. Günümüzde bazı firmaların ürettikleri çok güçlü florasan lambalar sayesinde birçok cins mercanı geliştirmek mümkün olmaktadır. Bilhassa deniz akvaryumları için geliştirilen kelvin dereceli yüksek florasan ışıklar mavi ışık ta yayabildiklerinden, diğer standart ışık kaynaklı florasan lmbalardan ayrılırlar. Mavi ışığı yayan bu lambalar diğer ışık renklerinden çok daha derinlere inebilir ve böylece bitki ve hayvanlara yararlı etkilerini hissettirebilirler. Böyle bir ışık yalnızca doğada bulunabildiğinden, deniz akvaryumları için lamba üreten firmalar, son yıllarda geliştirmiş oldukları aydınlatma armatürleri sayesinde, bu spektrumu yayan ışığı evlerimizdeki akvaryumlara kadar taşımış oldular. Önemli olan birşey daha var ki o da bu florasan lambaların ömürleridir. Yaklaşık 8-9 ay kadar sonra bu ışıkların verimleri azalacak, mavi ışık giderek kırmızı bir hüzmeye dönüşecektir. Bu nedenle, bu lambaların mutlaka 9-10 ay sonra değişmesi gerekmektedir. Aksi takdirde akvaryumunuzda istenmeyen algleri görebilirsiniz. Metal halide lambalar yüksek miktarda UV (ultraviyole) ışığı da üretirler. Bu nedenle bu tür ışıkları akvaryumun su seviyesinden 30-40 cm kadar bir mesafeden vermelisiniz. Böyle bir perdeleme veya kalkan sistemiyle derin sulardan gelen mercanların kavrulup yanmalarını önlersiniz. Aksi takdirde aşırı UV ışıkları onları kahverengiye dönüştürerek, kuruyup ölmesine sebep olur. Bu, derin sulardan getirilen tüm mercanlar için geçerlidir.

Metal halide (HQI) ışıklar, mavi ışık yayan florasan lambalarla beraber kullanıldığında sert yapılı korallerin kalsiyum depolamaları da sağlanmış olur. Buradan da anlaşılacağı üzere, HQI ışıktan yayılan UV kalsiyumun da tüketimine sebep olmaktadır. Bunu dengeleyebilmek için mercanlarınıza düzenli olarak strontium chloride ve CaOH2 (kalsiyum hidroksit) vermelisiniz. Derin sulardan alınan mercanlar aniden parlak ışığa konulursa, onların zooxanthellatarı -tek hücreli algler- büyük miktarda fotosentez yapmak için oksijen açığa çıkaracaklardır. O2’nin fazlalaığı mercanların ve anemonların zarlarını etkileyecektir. Bu nedenle mercanlar kendilerini bu olaydan koruyabilmek için, bu tek hücreli algleri üzerlerinden atmaya çalışacaklardır. Yoksa oksijen fazlalığından zehirleneceklerdir.

HQI lambalar mercanların gelişmelerinde çok önemli rol oynarlar. Bu lambalar sayesinde mercanlar tıpkı doğal ortamında olduğu gibi gelişecek, hatta bazıları üreyebilecektir de. Bu lambaların tek dezavantajı ise, aşırı şekilde elektrik tüketmeleridir. Akvaryum ışıklandırması genelde fotoperiyodik olarak yapılmaktadır. Timer kullanımı sayesinde bu ışıkların ayarları gayet iyi sağlanabiliyor. Sabah saat 08:30’da mavi ışıkları açıp saat 12:00’de diğer güçlü ışıkları yakan bir timer ve ikinci timer da saat 0:030’da güçlü ışıkları kapatıp saat 12:00’de mavi ışıkları söndürecek bir sistem kolaylıkla yapılmaktadır. Ayrıca gece aydınlatması da denilen moonlight, bütün bir gece boyunca yanıp saat 08:30’da mavi ışıklar yanınca sönerek, bir fotoperiyod döngüsünü yaratabilirsiniz.

Özet olarak; 6000-10000 kelvin deerindeki ışıklar reef sisteminiz için yeterli gelecektir. Dikkat etmeniz gereken diğer önemli şeyler, UV perdesinin kontrolü, kalsiyum verilmesi, mercanların sevdiği ışık ortamına göre yerleştirilmesidir. 8-10 ayda bir lambaların değiştirilmesi ve kullandığınız kimyasal malzemeler size pahalı bir uğraş gelse de iyi bir reef akvaryumu için biraz çalışma ve sabır gerekmektedir. Düzenli bir şekilde kuracağınız sistemle, hazırladığınız ışık sisteminiz yıllarca akvaryumunuza hizmet edecektir. Böylece bu birkaç tane ampul değiştirmeye fazlasıyla değecek muhteşem sualtı görüntülerine dalacaksınız.